OCAK-ŞUBAT 2025 / HAYVANCILIK
Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin püf noktaları
Hayvan yetiştiriciliği, hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra güvenilir gıda temini ile hayvan ve ürünlerinden insanlara ve hayvanlara geçen hastalıkların önlenebilmesi için büyük bir özen ve özveri gerektiriyor. Bu çerçevede yetiştiricilerin hayvanın doğumundan itibaren bakım, besleme ve barınma olanaklarının nasıl olması gerektiğiyle ilgili yeterli bilgi ve donanıma sahip olması gerekiyor. Bu sayımızda büyükbaş hayvan yetiştiriciliği ile ilgili kritik bilgileri Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Uzmay, dergimiz okuyucuları için anlattı.
Kış aylarında büyükbaş hayvanların hastalıklara yakalanmaması için neler yapılmalı?
Hayvan bakımı yalnızca kış aylarında değil dört mevsim özen ve özveri gerektirir. Öncelikle barınak hijyenine özen gösterilmesi çok önemli. Zeminde biriken gübre düzenli uzaklaştırılmalı. Hayvanlara kuru ve konforlu bir yatma alanı sağlanmalı. Barınak düzenli havalandırılmalı. Barınak, hayvanları yağış ve kuvvetli hava akımından koruyacak şekilde tasarlanmalı, ancak aynı zamanda havadar olmalı. Sığırlar -20 santigrad dereceye kadar olan soğuklardan çok olumsuz etkilenmezler. Bu yüzden sığırlar için yarı açık ahırlar uygundur. Yeterli kaba yem verilirse selülozun sindirimi sırasında vücutta ısı üretimi olduğundan, soğukta yem tüketimini kendileri artırırlar.
Büyükbaş hayvanların düzenli gözlemleri de çok önemli. Hastalık belirtileri gösteren hayvanların erken tanınmaları, sağlıklılardan ayrılarak revir bölmelerine alınmaları ve zaman geçirmeden bir uzmana tedavi ettirilmeleri gerekir. Büyükbaş hayvanlar; enerji, protein, vitamin, mineral, yeterli selüloz ve kuru madde ihtiyaçlarını karşılayacak dengeli bir günlük rasyonla beslenmeli yem hijyenine de dikkat edilmelidir.
Çiftliklerde hayvan hareketlerine de dikkat edilmeli. Dışarıdan hayvan alımlarında mutlaka karantina uygulanmalı. Bulaşıcı hastalıklara karşı aşılamalar ihmal edilmemeli.
Çiftliklerde doğumhaneler nasıl olmalı, enfeksiyonlara karşı alınması gereken önlemler nelerdir?
Doğumhaneler yeterli genişlikte olmalıdır. Bunun için ideal büyüklük bir bölme için yaklaşık 16-25 metrekaredir. Ayrıca yeterli aydınlatmaya sahip, sakin ve göz önünde bir yerde olmalı. Uygun suluk ve yemlik düzenine sahip olmalı. Hijiyen koşullarına üst düzey özen gösterilmeli. Her yeni hayvan girişinden önce bölmeler iyice temizlenmeli ve dezenfekte edilmeli. Zeminde her zaman temiz ve bol altlık bulunmalı.
Mastitis nedir ve nasıl önlenir?
Mastitis önemli ve dikkat edilmesi gereken bir meme iltihabı hastalığıdır. İyi barınak ve sağım hijyeninin sağlanması bu anlamda çok önemlidir. Özellikle sağımcının ellerinin temiz olması, sağım sırasında pürüzsüz lastik muayene eldiveni takması gerekir.
Mastitisin önlenmesi için doğru sağım uygulamaları önemlidir. Bunun için meme başı temizliği, makine ile aşırı sağım yapılmaması, sağım sonrası dezenfeksiyon, sağım makinesi bakımı ve doğru ayarların uygulanması, gerekli durumlarda kuru dönem tedavisi, doğru sağım sırası gibi önlemlerle hastalık en aza indirilebilir.
Haber Görseli
Prof. Dr. Can Uzmay Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi
BUZAĞI BÖLMELERİNİN ZEMİNİNDE HER ZAMAN YETERLİ VE TAZE ALTLIK BULUNMALI
Buzağı ölümlerinin önlenmesi ve buzağı bakımıyla ilgili en çok dikkat dilmesi gereken hususlar nelerdir?
Öncelikle gebeliğin ileri döneminde (kuru dönemde) bulunan ineklerin gereksinimleri doğrultusunda beslenmeleri gerekiyor. Aşırı veya eksik beslemeden kaçınılmalı. Çünkü aşırı besleme bu dönemde yağlanmaya neden olur ve zor doğum riskini artırır. Eksik besleme ise ineğin bağışıklık sistemini ve dolayısıyla buzağının bağışıklık sistemini olumsuz etkiler.
Düveler ve küçük yapılı inekler iri buzağıya neden olmayan boğalarla tohumlanmalı; boğaların gebelik sağladıkları ineklerdeki zor doğum oranlarına dikkat edilmeli. İnekler doğuma bir hafta kala doğum bölmesine alınmalı ve düzenli gözlemlenmeli. Doğuma erken ve gereksiz yere müdahaleden kaçınılmalı. Müdahale mutlaka gerekliyse bir uzman tarafından ve tüm hijyenik önlemler alınarak yapılmalı.
Doğumun hemen sonrasında buzağıda solunum kontrolü yapılmalı. Solunum başlamadıysa, ağzı ve burnu mukoz artıklardan temizlenmeli. Solunum yoluna plasenta sıvısı kaçtı ise çıkartılmasına çalışılmalı. Bunun için kısa süre baş aşağı askıya alınabilir. Burnu bir saman sapı ile gıdıklanıp hapşırtılmalı. Sonuç alınmazsa yapay solunum uygulanmalı.
Buzağı anası tarafından yalanarak kurutulmuyorsa mutlaka temiz bir bez veya bir avuç samanla ovalanarak kurutulmalı. Zaman geçirmeden göbek kordonu bakımı yapılmalı. Göbek kordonu yaklaşık 5 cm uzunlukta kesilmeli ve tentürdiyotlanmalı. Temiz bir iple bağlanabilir veya özel bir toka takılabilir.
İlk 30 dakika ile 2 saat içinde buzağıya en az 2-3 litre kolostrum (ineğin doğumdan sonra bağışıklık maddelerince zengin ilk sütü) içirilmeli. 6-8 saat içinde aynı miktar bir kez daha içirilmeli. Kolostrumun kalitesine dikkat edilmeli. Kolostrum koyu kıvamlı ve sarımtırak renkte olmalı. Her ineğin yeterli kalitede kolostrum vermeyeceği dikkate alınarak işletmede dondurularak saklanmış yeterli kaliteli kolostrum rezervi bulunmalı. Kolostrum içirmede hijyene üst düzeyde özen gösterilmeli. Emzik, biberon ve kovaların temizliğine özen gösterilmeli.
Buzağıların barındırma koşullarına da dikkat edilmeli. Buzağı bölmelerinin zemininde her zaman yeterli ve taze altlık bulunmalı. Buzağılar hava akımından korunmalı. Diğer yandan havalandırmaya da dikkat edilmeli. Bulaşıcı ishal ve solunum yolu hastalık vakaları yaygınsa açık ortamda bireysel kulübelerde barındırma sistemi tercih edilmeli. Buzağılar sürekli kontrol edilmeli. Hastalık belirtisi gösterenler hemen sağlamlardan ayrılarak revir bölmesine alınmalı, gecikmeden tedavi ettirilmelidir.
Büyük işletmelerde buzağılar 3-4 haftalık yaşta bireysel bölmelerden grup bölmelerine alınabilir. Ancak gruplar aynı yaş ve büyüklükte buzağılardan oluşmalı ve ilk aylarda grup büyüklüğü 5-6 buzağıyı geçmemelidir.
Buzağıların önünde sürekli taze ve kaliteli kuru ot (çayır otu veya yonca), buzağı başlangıç yemi ve su bulunmalı. Yem ve su her gün değiştirilmeli. Buzağılar yeterli gelişme göstermeden (doğum ağırlığının yaklaşık yüzde 75-100’ü kadar ağırlık kazanmadan) ve yeterli kuru yem tüketir duruma gelmeden sıvı yemden (süt veya süt ikame yemi) kesilmemelidir.
Önemli bir diğer nokta ise hayvansever, vicdanlı bakıcılar tarafından bakılmaları ve her zaman iyi muamele görmelerinin sağlanmasıdır.
YEM HİJYENİNE ÜST DÜZEY ÖNEM GÖSTERİLMELİ
Hayvanların bağışıklığının düşmemesi için ne yapılmalı?
Hayvanların bağışıklığının güçlü olması için dengeli beslenmesi ve konforlu bir barınma ortamı sağlanması önemlidir. Hayvanlar stres faktörlerinden uzak tutulmalı, aşırı yerleşme sıklığından ve kötü barınak havasından kaçınılmalıdır. Ayrıca hayvanların açık ortam gezinme alanlarına erişimi de sağlanmalıdır.
Buzağılık çağından itibaren iyi bir hayvan bakıcı personel-hayvan ilişkisi sağlanması bir diğer önemli noktadır. Aşırı sıcak dönemlerde gerekli serinletme önlemleri alınmalıdır. Yem hijyenine üst düzey önem gösterilmeli. Kirli, kızışmış, küflü, taşlı ve topraklı yemler verilmemeli. Yemler toksik etkili zararlı maddeler ve pestisit kalıntıları içermemeli.
YARI AÇIK AHIRLAR TERCİH EDİLMELİ
Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan çiftliklerde fiziki özellikler nasıl olmalı?
Sığırların soğuktan fazla olumsuz etkilenmediği göz önüne alınarak yarı açık ahırlar tercih edilmeli. Ancak hayvanlara yağış, hava akımı ve aşırı güneş ışınlarına karşı mutlaka yeterli sığınma olanağı sağlanmalı. Hayvanlara yeterli konforda yatma alanları sağlanmalı.
Hayvanların yürüdüğü zemin kaymaz özellikte olmalı. Diğer yandan tırnak taban dokusu üzerinde aşırı aşındırıcı etkisi de olmamalı. Barınak zemininden gübre düzenli olarak uzaklaştırılmalı.
Hayvanlara mutlaka yeterli yemlik ve suluk alanları sağlanmalı. Yerleşim sıklığına ve hayvanların gruplandırılmasına dikkat edilmeli. Hayvanlar arasındaki hiyerarşik düzen (sosyal sıralama) her zaman göz önünde bulundurulmalı.
Çok sıcak dönemler için barınaklarda mutlaka serinletici fanlar gibi sistemler olmalı. Yüksek sıcaklık etkisinden korumak için çatılar yüksek planlanmalı, çatı örtü materyalinin ısı izolasyonu özelliği yüksek olmalı, doğal bir hava sirkülasyonu için uzun eksende yeterli mahya açıklığı bırakılmalı, binanın kuzey ve doğu cephesi sağlam bir perdeli sistemle kışın kapanır yazın ise açılabilir şekilde tasarlanmalı.
Kışı soğuk geçen yörelerde donlara karşı önlem alınmalı. Su borularındaki ve suluklardaki suyun donması hayvanların susuz kalmasına neden olur. Donlar su tesisatında ve otomatik suluk mekanizmalarında hasara neden olur. Su boruları donmaya karşı izole edilmeli. Otomatik suluklar donma hasarları bakımından sık sık kontrol edilmeli. Mümkünse ısıtma mekanizmaları ile hayvanların içtiği suyun sıcaklığının 10 0C’nin altına düşmemesi sağlanmalı.
Sağlıklı hayvanlar yetiştirebilmek için beslenmede öncelikli olarak nelere dikkat edilmeli?
Rasyonların dengeli olmasına, hayvanın günlük besin maddeleri gereksinimini tam olarak karşılamasına, rasyonların yeterli düzeyde selüloz içermesine, hayvanda asidozis riski oluşturmamasına dikkat edilmeli.
Rasyonların kaliteli ve lezzetli yem ham maddelerinden (kuru ot, saman, silaj gibi kaba yem ham maddeleri, çeşitli tahıllar, yağlı tohum küspeleri, değirmencilik sanayi yan ürünleri gibi yoğun yem sınıfında ham maddeler) oluşmasına da özen gösterilmeli.
Yem hijyenine özel önem verilmelidir. Kızışmış; küflenmiş; aşırı taş, toprak (özellikle büyük balya şeklindeki kuru ot ve samanlar, silajlar), ağır metal, toksin ve pestisit içeren yemler hayvanlara kesinlikle yedirilmemeli. Ayrıca yemlere çivi, tel, plastik, naylon, ip gibi yabancı cisimlerin karışmamasına özen gösterilmelidir.
Bir barınakta mevcut tüm hayvanların birbirleri ile rekabete girmeden aynı anda rahatlıkla yem yiyebileceği uzunlukta yemlikler bulunmalıdır. Yemliklerin yeni bir yemleme öncesinde, önceki yemlemeden kalan yem artıklarından temizlenmesine; barınaklarda hayvanların istedikleri an hiç zorlanmadan taze ve temiz suya ulaşmalarını sağlayan yeterli kapasitede sulukların bulunmasına, sulukların düzenli kontrol edilerek sık sık temizlenmesine de dikkat edilmelidir.
Ayrıca hayvanların meradan yararlandırılması durumunda çayır ve mera yönetimi ilkelerine hâkim olunmalı. Meraların aşırı otlatmaya bağlı olarak elden çıkmasına neden olunmamasına, merada parseller oluşturularak nöbetleşe otlatma tekniklerinin uygulanmasına dikkat edilmeli.